Mimar Vedat TEK Kimdir ?

Osmanlı vezirlerinden ve Bağdat Valilerinden Girit’li Sırrı Paşa ile şair ve besteci Leylâ Hanım’ın çocukları olan Vedat Tek, 1873 Yılında İstanbul’da doğmuştur. Vedat Tek’in elit bir ailede yetişmesi, aile çevresinde yaratılan sanatsever ortam onun gelişmesinin önemli etmenlerinden biri olmuştur. Annesi Leyla Saz (1850/52–1936) Abdülmecit dönemi saray hekimlerinden İsmail Paşa’nın kızıdır. Münire Sultan’ın nedimesi olarak saraya girmiş ve sultanlarla birlikte eğitilmiştir.

Vedat Tek’in Sanatı ve Mimari Kişiliği

Mimar Vedat Tek Fransada aldığı mimari eğitim sırasında kaldığı dokuz yıl içinde onu etkileyen Avrupa mimarisini, inşa ettiği yapılarda Osmanlı, Arabesk ve Selçuklu etkileriyle birleştirmiştir.

Vedat Tek’in Sanatı ve Mimari KişiliğiBu döneme dek içeride kullanılan çiniyi dış cephe süslemelerinde kullanarak, unutulan çiniciliğin yeniden canlanmasında etkili olmuştur. Anadolu’yu dolaşarak, gördüğü abidelerden etkilendiği öğeleri kendi mimarisinde kaynak olarak kullanmıştır.

Vedat Tek, yapılarında cepheye çok önem vermiş ve cephelerin statik sağlamlığını da prensip edinerek, ön yüz düzenlemelerinde dengeli bir görünüm ortaya çıkarmıştır.

Binalarında çelik ya da betonarme tekniği ile gerçekleştirilmiş kırma çatılar, süs kubbeleri ve geniş saçaklar kullanmıştır. Girişler; eğer arazi elverişli ise ön cephenin ortasında yer almaktadır. Taş kaplama eserlerinde, dik açılı köşelerin görünümünü yumuşatmak adına köşeleri pahlamıştır.

Mimar Vedat Bey, yapıları planlarken, zemini kullanmayı iyi bilmiş, her köşeden yararlanmaya ve bir karış toprağın dahi ziyan olmamasına özen göstermiştir. Eserlerinde kurguladığı temel prensip, binanın kurulmasındaki amaca ve inşa edileceği yere uygun olmasını sağlamaktır. En küçük ayrıntıya kadar değerlendirip, fazla masraftan kaçınmaya dikkat etmiştir. İyi bir statikçi olarak bütün eserlerinin statiğini ve tezyinatını kendisi yapmış, binada kullanılan bütün elemanların genel görünüş detaylarını, doğal büyüklükte konstrüksiyon detaylarını çizmiştir. Vedat Tek kendi sözleriyle bu konuyu şöyle açıklar: “Bir proje çiziminde evvela planın kullanışlı olması düşünülerek, tanzim edilmeli. Bütün teferruatlar çok iyi etüd edilmeli. İster konstüktif eser ister estetik ve tezyinat bakımından, projelerde çok detay etüdleri yapılmalı”.

Mimar Vedat Bey, cephe düzenlemelerinde ise serbest bir anlayışla dengeli bir görünüm sağlamaya özen göstermiştir. Bu dengeyi sağlamak için yüzeyden dışarı taşan kapalı cumbalar biçiminde tasarlanan çıkmalardan yararlanarak hareketlilik sağlanmıştır. Bazı çıkmalar saçak üzerinden taşırılarak, çatı örtüsü bu çıkmalara göre düzenlenmiş, bazen de çıkmalar bir kat altta bitirilerek teraslar elde edilmiştir. Çatılarda örtü olarak genellikle ahşap, çelik ve betonarme kullanılmış, dört yöne eğimli kırma çatı tercih edilmiştir. Bazı bölümlerde görselliği vurgulamak için kubbe örtü kullanılmıştır (Sirkeci Büyük Postane Binası, Tapu Kadastro Binası, Kastamonu Hükümet Konağı).

Mimarın büyük ve resmi yapılarının köşe kulelerindeki kubbe eteklerinde, yapıların teras çatı olarak bırakılmış bölümlerinin kenarlarında; dilimli palmet motifleriyle bezeli, mukarnaslı, geniş profilli saçaklar kullanılmıştır. Diğer yapılarında ise kırma çatının uzantısı şeklinde geniş saçak profilleri tercih edilmiş, bazılarına kalem işi nakışlarla bazılarında ise ahşap çıtalarla bezemeler yapılmıştır.

Vedat Tek’e göre mimar, bir Rönesans mimarı gibi her konuda yeteneklerini kullanan evrensel bir insan olmalıdır. Ona göre mimar, yemek pişirmeden musikiye kadar her konuda yeteneklerini kullanan, en azından bu konuları işleyen evrensel bir adamdır. Zaten kendisi de bu anlayışla birçok alanda söz sahibi olmuştur. Şehirciliğin önemini vurgulayarak, topluma dönük bir çevre hizmetlerinin azlığından yakınarak, kent çevresinde sağlıklı ve düzenli bir yaşamın sağlanması gerektiğine inanmıştır. Planlamada yayalara öncelik tanınması ya da İstanbul’da kamuya açık deniz olanaklarının oluşturulması gibi konularda fikirlerini öne sürmüştür. İstanbul’un doğuya doğru büyümesi gerektiğini, kentin ucuz alanlar üzerinde fazla spekülasyona alet olmadan planlı bir biçimde denetim altına alınabilme olanaklarının yaratılabileceğine inanmıştır.

Kendisinin modern anlamda denemeleri arasında Güneş ve Halit Bey apartmanları gösterilmektedir. Ancak O, apartman fikrine karşı çıkarak, değişen yaşam şartları sebebiyle konak türü yaşamın terk edilmesinin gelenek ve göreneklerin sağladığı birçok olumlu ögenin yitirileceğini savunmuştur. Yapılarda işlevciliğe önem vermiş, biçimdeki dışavurumculuğun ancak iç tasarımın doğal bir sonucu olarak belirmesi gerektiğine inanmıştır. Bunu şu sözlerle ifade eder: “Ben, eserlerimde modern Türk mimarisini tercih ederim. Bunu Selçuk üslubu ile karıştırmamak lazımdır. İyi mimar yetiştikçe, tecrübesi arttıkça, gitgide sadeliğe meyletmeye başlar. Ancak sadeliğin bir haddi var... Bu temiz sadeliği, kübizm denen karmakarışık, abuk sabuk sadelikten ayırt edince ortada mesele kalmaz».

Bu kadar kısa bir sürede böylesine büyük ve önemli yapıların tasarım ve uygulamalarını gerçekleştiren Vedat Tek, genç yaşına rağmen büyük başarılara imza atmış ve adını duyurmayı başarmıştır. Ailesinin sarayla ilişkisinin kazandırdığı olanakları kişiliği ve başarısı ile iyi değerlendirmiş, adını daha da yükseklere çıkarmayı başarmıştır. Dönemin mimarlık mesleğine karşı olumsuz tutumuna, babasının itirazlarına rağmen mimarlık okuması, kendi ofisini açması, kendi tanıtımını yaparak gazeteye ilan vermesi, Saray başmimarlığı yapması gibi ilkleriyle dikkatleri üzerine çekmiştir. Bu ilgi ülkenin farklı ideolojilere yönelmesi ile son bulmuş ve Vedat Tek sahnenin gerisinde kalmıştır.
Mimar Vedat TEK Kimdir ? Fotoğrafları | Eserleri | Hayatı | 1. Ulusal mimarlık üslubunun önde gelen temsilcilerinden Mehmet Vedat Tek 1873 de İstanbul'da doğdu.
Mimar Vedat TEK Kimdir ?